Kasım ayının ortasında aile evinden ayrılıp kendi evime çıktım. Çıktığım ev ailemin evine oldukça yakındı, hatta ilk başlarda bu evi sadece ofis olarak kullanmayı düşünüyordum. Sonra biraz evde zaman geçirince iyice alıştım ve tamamen taşınmış oldum.

Kendinize ait daha fazla alanınız olmasından mütevellit gerçekten iyi hissettiriyor ayrı eve çıkmak. Beraberinde getirdiği büyük sorumluluklar da var tabii ki ama genel olarak getirisi götürüsünden daha çok diyebilirim. En azından benim için böyle.

Ben çok kalabalık bir evde büyüdüğüm için yalnız yaşıyor olmak biraz garip geldi ilk başlarda. Geceleri bir yerlerden gelen ufak tefek çıtırtılar aklımı alıyordu. Birkaç gece böyle ufak tefek sesler duyduğumda çok korktum. Çok kısa sürede alışıyorsunuz ama. Bir noktadan sonra duymamaya başlıyorsunuz zaten.

Beyaz eşya alma konusunda çok yavaş davrandım. Evime önce internet bağlandı, sonra gidip bir buzdolabı parası kadar para döküp akıllı ampuller aldım (sadece heveslendiğim için). Aradan yaklaşık 1.5-2 ay geçtikten sonra evime beyaz eşyaları aldım.

Bu konuda şunu söylemek istiyorum, eğer imkanınız varsa direkt olarak sıfır beyaz eşya alın. En iyisi olmasın, biraz daha küçük, bir tık daha uyduruk olsun ama ne alıyorsanız sıfır alın.

Çok devasa sorunlar olmasa da her bir beyaz eşyamla ilgili problemler yaşadım. Detaylarını yazıp sizleri sıkmak istemiyorum.

Bu konuda güzel bir ders aldım. Gerekirse eşyalarınızı birer ay aralıklarla alın ama yine de sorunsuz, sıfır alın.

Eve çıktıktan sonra fark ettiğim şeylerden birisi de ev temizliğinin gerçekten zaman alan ve zor bir şey olduğuydu. Benim evim yaklaşık 70 metre kare. Odalardaki camlar neredeyse tüm duvarı kaplıyor, oldukça büyük ve yüksek. Bu evin tüm odalarını süpürmem ve camları silmem hem oldukça fazla zamanımı alıyor hem de beni çok yoruyor.

Bunun haricinde eve çıktığınız zaman temizliğe dair bazı şeyleri ilk kez yapmak zorunda kalıyorsunuz.

Özellikle erkek çocuklarına anne babaları pek temizlik yaptırmadığı için bazı şeyler hiç akıllarına bile gelmiyor. Benim annem erkek kız fark etmeksizin tüm çocuklarına temizlik yaptırırdı ancak benim yaptığım iş genelde cam silmek, vileda yapmak veya toz almak olurdu. Daha önce hiç tuvalet ve banyo temizlememiştim, ne kadar zahmetli bir şey olduğunu kesinlikle bilmiyordum.

Fayansların aralarındaki sarılıkları gidermeye çalışmak zaten başlı başına çok büyük bir iş. Bir de benim gibi stresli ve kaygılı bir insansanız ve sürekli saçınız, bıyıklarınız dökülüyorsa vay halinize. Evin diğer bölgelerinde pek fark etmezsiniz ama özellikle banyoda, fayansların üzerinde dökülen tüm tüylerinizi görürsünüz. Bunları da sürekli olarak temizlemeniz gerekiyor.

Bunların hepsinin haricinde beni en çok yoran şey sanırım bulaşık yıkamak. Evinizde ne kadar az çatal-kaşık, tabak çanak olursa olsun bulaşık makinesi hiçbir zaman gereksiz değildir. Bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. O zaman bana çok gereksiz geliyordu, zaten 3-5 parça eşyam var, elde yıkarım diyordum ancak beklediğimden çok daha zor ve zahmetli bir şeymiş. Hem zaman alıyor hem de ayakta durmak zorunda kaldığınız için ciddi bir bel ağrısına sebep oluyor.

Genel olarak evle ilgili yorucu olan şeyler aslında bu kadar. Çok üstünkörü yapmadığınız sürece temizlik gerçekten yorucu bir şey.

Bunun haricinde evde çok vaktinizi alacak olan şeylerden birisi de yemek yapmak olacaktır. Her ne kadar vakit alsa da ben yemek yaparken kendimi hiç yorgun hissetmiyorum. Yemek yapmak, bir şeyler doğramak ve tencerede bir şeyler karıştırmak şu hayatta en zevk aldığım aktivitelerden bazıları olabilir.

Başlarda çok zorlansam ve aşırı uzun sürse de şimdi yaklaşık 30-40 dakika içerisinde çorbamı, tavuğumu ve makarnamı yapmış olabiliyorum. Kısa bir süre sonra zaten sisteminizi oturtup aynı anda 2-3 yemek birden pişirebilmeye başlıyorsunuz ve yemek yapma süreniz ciddi anlamda kısalıyor.

Tabii ki eve çıkmanın sorumlulukları bu saydıklarımla bitmiyor. Bir de bu işin maddi sorumlulukları var. Her ay kira ödemeniz gerektiğini bilmek, bazen sürpriz olan faturalar, eve çıkarken abonelik açtırmak, abonelikleri üzerinize almak, bunlar için ödenen güvence bedelleri vb. şeyler bir miktar canınızı sıkabilir. Tabii depozito, emlakçı komisyonu vb. şeyleri saymıyorum bile. Bunlara da hazırlıklı olmanız gerektiğini hatırlatmak istiyorum.

Neyse, bu kadar kötü şeyden bahsettiğimiz yeter. Şimdi ayrı evde yaşıyor olmanın güzel yanlarından bahsedelim.

Öncelikle, ayrı eve çıkmış olmak size gerçekten büyük bir güç veriyor. Bunu bir örnekle açıklamak istiyorum. Ben daha önceden, çok alakasız yerlerde, çok normal konular hakkında konuşurken çok yoğun kaygı durumları yaşardım. O anda yemekteysem artık tek lokma daha yiyemez hale gelirdim. Tüm bedenimi ve ruhumu çok büyük bir korku sarardı. Ayrı eve çıkıp kendi ayaklarım üzerinde durmaya başladığımdan beri bu yoğun kaygı durumlarını hiç yaşamadım. Kendimi çok daha olgun, büyük ve güçlü hissetmeye başladım.

Sorumluluk duygum daha da gelişti. Maddi sorumluluklar, evin temizlik beklemesi, yemek yapmak zorunda kalmak vb. durumlar ister istemez sorumluluk duygunuzu geliştiriyor.

Kendime ait alanım daha da genişlediği için kişisel gelişimim üzerine daha fazla yoğunlaşabilmeye başladım. Rahat rahat düşüncelerimi dinleyip yazıya dökebilmek, hiç bölünmeden çalışabilmek, bölünmeden kitap okuyabilmek kişisel gelişiminize büyük ölçüde katkı sağlayan şeyler.

Ayrıca bunların haricinde bazen başkalarının yanında yapamadığınız şeyleri de yapma şansınız oluyor. Örneğin, ben kendi evimde zaman zaman kendi kendime Rusça konuşurum. Dili unutmamak ve konuşmayı geliştirmek için güzel bir yöntem ancak benim gibi utangaç bir insansanız aile evinde böyle şeyler yapmanız biraz zor olabilir.

Bunun haricinde istediğiniz zaman rahat rahat sesli/görüntülü telefon görüşmeleri yapmak, gecelere kadar arkadaşlarla bilgisayarda konuşa konuşa oyun oynamak vb. şeyler gerçekten insana kendisini iyi hissettiriyor.

Arkadaşlarınızla buluşmak istediğiniz zaman buluşabileceğiniz sıcak, temiz ve rahat bir ortamınız olması da gerçekten çok güzel. Zaman zaman arkadaşlarım bana gelirler ve hep birlikte kutu oyunları oynayıp muhabbet ederiz. Eğer kendi evime çıkmamış olsaydım böyle bir etkinliği birkaç ayda bir herhangi birimizin evinin boş olduğu bir gün yapabilirdik belki ancak. Bunun gibi avantajlar da sosyal hayatınıza biraz katkıda bulunuyor.

Evdeki sessizliğin ve bölünmemenin de verimliliğinizi çok ciddi arttırdığını söyleyebilirim.

Eve çıkmak üzerine söyleyebileceğim daha tonla şey var ancak yazı zaten bu haliyle bile fazlasıyla uzun olduğu için artık bitirmeye karar verdim. Belki sonraki yazılarda evin masrafları, evde kendi başıma neler yaptığım vb. şeyleri de yazabilirim.

Konuyla ilgili herhangi bir sorunuz veyahut da eklemek istediğiniz bir şeyler varsa başkalarına da faydalı olması için aşağıdan yorum olarak gönderebilirsiniz. Sonraki yazılarda görüşmek üzere 👋🏻